Cüneyt Özdemir,
YouTube kanalında Serdar Turgut’un bir yazısından bahsetti. Sonradan bahsettiği
o yazıyı okudum.
Beğendim açıkçası.
Daha önce Serdar Turgut okumuş muydum hatırlamıyorum.
Karantina günlerinde
günlük tutmuş. Tam 100 gün yazmış köşesinde. Bir Blogger olarak böyle şeyleri
çok severim.
Her gün yazmak
hayran olduğum şeylerden biridir. Hele birde yazılan yazının yanına, kaçıncı
günün olduğu belirtilen sayılar konduğunda.
Bir ara blogda da
öyle bir moda vardı. Tam 365 gün yazmak diye. 1.gün/2.gün diye devam ederdi.
Ben böyle bir
şeye girişmedim. Şimdi soruyorum kendime: “Niye girişmedin Cem?” diye.
Ama bunu
layıkıyla yapan blog arkadaşlarım oldu. İşte Serdar Turgut da buna benzer bir
şey yapmış.
Böyle bir günlük
tuttuğundan hiç haberim yoktu. Kendisini zengin ve burnu yukarıda biri
zannediyordum.
Ama öyle değilmiş
meğer. Kendisine yeten bir aile bütçesi varmış, o kadar.
Bugünkü okuduğum
yazısında beni en çok etkileyen şeylerden biri, oğlunun mezuniyet töreninde
yaşadığı bir olay oldu.
Lise birincisi
olarak bitirmiş okulu. Ve törende konuşma yapmaya hak kazanmış. O günü çok
hayal etmiş çocuğu.
Ama gel gör ki
pandemi nedeniyle okul görevlileri ve kendileri izlemişler konuşmayı.
Gerçekten o çocuk
için büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Bunları okuyunca çok da bizden uzak
bir hayat yaşamadığını gördüm Serdar Turgut’un.
Ve bundan sonrası
için yazılarını takip etmeye karar verdim.