Powered By Blogger

13 Mart 2021 Cumartesi

Günlük blog yazıları 22...

     Çok kırılgan ve naif bir yapım var galiba.

     Her gün belirlediğim şeylere ulaşmaya çalışmak da sıkıyor beni.

     Hala kendimi tam olarak tanıyamadığımı düşünüyorum. İnsanın kendisi tanıyamaması ne garip değil mi?

     Çalışırken bir anda, “Başlarım böyle işe” deyip, işi bırakmak istiyorum.

     Kişisel gelişim açısından ne zaman, “Ben oldum. Bazı seviyelere geldim. Daha da olgunlaştım” diyebileceğim acaba?

     Hafta sonu için, “Kitap okuyacağım, film izleyeceğim” falan gibi planlar yapıp, hiç birini gerçekleştirememek. İşte böyle olunca moralim bozuluyor.

     Gülse Birsel, yeni bir diziye başlayacakmış. Şimdilik fısıltı gazetesindeki bir haber olarak duruyor. İlerleyen günlerde işin aslı ortaya çıkar.

     Türk milleti olarak çok mu rahata alışığız? Çalışmak hiç bize göre bir şey değil mi?

 

Bir şairin, oturduğu meydanda dikkat ettiği şey neydi?

     Şairlerimizden biri anlatıyor. Sultanahmet meydanındaki banklardaki oturanları izlemiş. Hem turistleri, hem de bizimkileri. Turistlerin neredeyse tamamı bir şeyler okurken bizimkiler ise sadece etrafı izliyormuş. İşte bu görüntüden yola çıkarak diyor ki: “Nasıl ki o banklarda sadece izliyorsak, dünyayı da izlemekle yetiniyoruz sadece. 

     Beni şu an izlediğiniz telefonu ya da televizyonu yapıp bize satanların, ülkesindendi o banktakiler” diyordu. Ancak bir şair böyle bir şeye dikkat ederdi herhalde. O naiflikte bir insan. İnsanın işi, okuma/yazma olunca çevresinde de hep bunlara dikkat ediyor. Bu bile ne güzel bir şey. Ama okumamamız da bir o kadar kötü.

Orhan Pamuk, yaşadığı korkuyu anlatmış...

     Orhan Pamuk, yeni romanı Veba Geceleri’ni, on iki kısa videoyla anlatacakmış. Ben direk romanı anlatacak sandım ama öyle değilmiş. En azından ilk videonun içeriği öyle değildi. İlk kısa videosu 12 Mart tarihinde, Yapı Kredi Yayınları’nın sosyal medya hesaplarından yayınlanmış. Videoda kitaba başlama sürecini ve kitabı yazmasının üçüncü yılında koronavirüsün patlak vermesini ve bir anda kitapta ne yazdıysa hepsinin gerçek olduğunu söylemiş. 

     Ve bu salgından en çok öğrendiği şeyinde korku olduğunu söylemiş. Salgının ilk başlarında ben de çok korkmuştum. Ama sonradan zaman geçtikçe virüsle yaşamaya alıştık ve ölüm korkum azaldı. İlk başlarda normal öksürsem bile, “Acaba korona mı oldum?” korkusu çok yüksekti. Orhan Pamuk da bu korkuyu derinden hissetmiş.