Powered By Blogger

22 Mayıs 2021 Cumartesi

Fatih Terim, Barcelona'nın yeni teknik direktörü olabilir...

     Fatih Terim için artık Avrupa defteri kapandı diye düşünürken bomba bir haber geldi. Barcelona’nın teknik direktör arayışlarında seçeneklerden birisinin de Fatih Terim olduğuna dair haberler var. Bir tane gazete de, “Messi, Fatih Terim’in öğrencisi olabilir” diye de çok yerinde bir başlık atmış. Ama ben bu transferin gerçekleşmesinin çok düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.

20 Mayıs 2021 Perşembe

Blogdan para kazanma ile ilgili böyle düşünmem lazım...

     Blogdan para kazanmak ile ilgili şöyle düşünsem diyorum: Ben sevdiğim konularda yazarım. Para kazanırsam kazanırım. Kazanamazsam da yapacak bir şey yok. Böyle bir düşünce tarzını oturtmaya çalışıyorum. Ama ne kadar başarılı olurum bilemiyorum.  

Mehmet Ali Erbil, Çarkıfelek'i bilmem kaçıncı kez yeniden sunacak...

     Mehmet Ali Erbil, Çarkıfelek programı ile yeniden ekranlara dönecekmiş. Ayağa kalkacak hali yok gibi gözüküyor. Bir de programı nasıl sunacak? Ayrıca programı sunsa bile eskisi gibi tadı olur mu onu da bilemiyorum. Bir kez daha gördük ki sağlık çok önemli. Tekrar geçmiş olsun kendisine.

11 Mayıs 2021 Salı

Protesto etsen ne olur ki?

     İsrail’i protesto ediyoruz. Et. Etsen ne olacak ki? İnstagram’da hikayeler paylaşıyoruz. Paylaş ne olacak? Adamlar yine istediği gibi at oynatacak. Yine istediklerini yapacaklar. Ve bizim de elimizden protesto etmekten başka bir şey gelmeyecek. Boynumuz bükük. Bir Osmanlı değilsin ki tepesine çöküp ne yapıyorsun lan sen diyesin?

BU YAZILARIMI OKUMAK İSTERSEN…

*Günlük blog yazıları bloğumdan merhaba…

*İnkar etmek ünlü olmanın gereklerinden biri mi?

14 Mart 2021 Pazar

Günlük blog yazıları 23...

      Sonunda Charles Bukowski’nin, Ekmek Arası kitabını bitirdim. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarını anlatıyor bu kitap. Adamın çocukluğu tam bir felaketmiş. Daha fazla detay vermeyim.

     Yarın yine pazartesi ve yine iş. Bu kısır döngüye bir son verip ne zaman yazarlıktan para kazanacağım?

     Hafta sonu iki şeye hayır dedim. Benim açımdan güzel ama tam sıkıştığım zamanlarda, normalde hayır diyemeyeceğim bir anda hayır demem lazım ne kadar geliştiğimi görmek için.

     Kaç kişi bloğumu takip edip yorum bırakmıyor acaba? Yorum bırakmasalar bile bir defa olsun, “Takip ediyorum ama yazılarına yorum bırakmıyorum” deseler yine de moral olur.

13 Mart 2021 Cumartesi

Günlük blog yazıları 22...

     Çok kırılgan ve naif bir yapım var galiba.

     Her gün belirlediğim şeylere ulaşmaya çalışmak da sıkıyor beni.

     Hala kendimi tam olarak tanıyamadığımı düşünüyorum. İnsanın kendisi tanıyamaması ne garip değil mi?

     Çalışırken bir anda, “Başlarım böyle işe” deyip, işi bırakmak istiyorum.

     Kişisel gelişim açısından ne zaman, “Ben oldum. Bazı seviyelere geldim. Daha da olgunlaştım” diyebileceğim acaba?

     Hafta sonu için, “Kitap okuyacağım, film izleyeceğim” falan gibi planlar yapıp, hiç birini gerçekleştirememek. İşte böyle olunca moralim bozuluyor.

     Gülse Birsel, yeni bir diziye başlayacakmış. Şimdilik fısıltı gazetesindeki bir haber olarak duruyor. İlerleyen günlerde işin aslı ortaya çıkar.

     Türk milleti olarak çok mu rahata alışığız? Çalışmak hiç bize göre bir şey değil mi?

 

Bir şairin, oturduğu meydanda dikkat ettiği şey neydi?

     Şairlerimizden biri anlatıyor. Sultanahmet meydanındaki banklardaki oturanları izlemiş. Hem turistleri, hem de bizimkileri. Turistlerin neredeyse tamamı bir şeyler okurken bizimkiler ise sadece etrafı izliyormuş. İşte bu görüntüden yola çıkarak diyor ki: “Nasıl ki o banklarda sadece izliyorsak, dünyayı da izlemekle yetiniyoruz sadece. 

     Beni şu an izlediğiniz telefonu ya da televizyonu yapıp bize satanların, ülkesindendi o banktakiler” diyordu. Ancak bir şair böyle bir şeye dikkat ederdi herhalde. O naiflikte bir insan. İnsanın işi, okuma/yazma olunca çevresinde de hep bunlara dikkat ediyor. Bu bile ne güzel bir şey. Ama okumamamız da bir o kadar kötü.