Powered By Blogger

22 Temmuz 2020 Çarşamba

Günlük blog yazıları 6...


     Bizim buradaki A101’in devamlı iç dekorasyonunu değiştiriyorlar. Bir türlü karar veremediler. Bir zaman çitosları bir yerde buluyorsun, bir başka zaman bambaşka bir yerde. Ama bu sefer ki daha bir ferah olmuş. Geniş geniş.

     Markette tam kasaya giderken, pat önümde dolu bir market arabası peydah oluyor. İçimden, “Benim birkaç şeyim var. Siz dünyaları almışsınız. İzin verirseniz ben hemen geçeyim” demek istiyorum. Ama demiyorum tabi. Şu da var ki: Dolu market arabasının kasadan geçmesi de o kadar uzun sürmedi.

    Bu aralar en çok söylediğim şey: Bizi sömürüyorlar. Yaptığımız işlerin karşılığı asla 2 bin 324 lira değil. Buna bir dur demem lazım ama nasıl?

21 Temmuz 2020 Salı

Günlük blog yazıları 5...


     Norm Ender’in Konu Kilit şarkısında söylediği, “Bu sene kıymete bindi bizim hip hop kültürü” sözünü düşündüm. Hakikaten ne oldu da bu sene hip hop ya da rap patladı gitti?

     Bu aralar Elanur’un Sakin şarkısını çok dinliyorum. Onu da yeni tanıdım. Trendlerde görünce dinledim ve beğendim.

     Ölmeden önce yapılacaklar listesi yapsam mı diye düşünüyorum. Bu tür listelere karşı ön yargılıydım ama artık düşüncem değişmeye başladı.

     Kişisel gelişimciler olsun ya da hayatta belli bir noktaya gelmiş, bir şeyler başarmış olan insanlar olsun dedikleri şey: “Yurt dışına çıkın. Yeni yerler görün” Tamam, iyi güzel de. Bu insana neler katıyor, bunun üzerine derin bir analiz yapanı görmedim.


20 Temmuz 2020 Pazartesi

Günlük blog yazıları - 4


     Bu aralar YouTube trendlerde yeni yeni rap şarkıları görüyorum.

     Rap dünyasına derinden bir hakimiyetim olmadığı için rap yapanları tanımıyorum.

     Belki daha öncede vardılar, belki de ilk defa çıkıyorlar. Ama olsun, çeşitlilik iyidir.

     Dün bir tane masa tenisi oyunu indirdim. Baya sardı. O kadar ki 10 dakika sonra neredeyse telefonu fırlatıyordum sinirden. Bir el atayım yine ben.

     İnsan öldükten sonra vücudunu hiç önemsemiyor. Mesela Seyfi Dursunoğlu öldükten sonra vücudunun kadavra olarak kullanılabileceğini söylemiş.

     Öldükten sonra vücuduma öyle bir şey yapıldığını düşünmek bile irkiltici.

     Demek ki ben daha o kafaya gelemedim. Bu arada Seyfi Dursunoğlu’nun vücudu gömüldü. Kadavra olarak kullanılmadı.

19 Temmuz 2020 Pazar

Günlük blog yazıları 3...


     Seyirci olmayan hiçbir şeyde tat yokmuş gerçekten. Yaparsın Aşkım da seyircisiz çekiliyor. Bence çok tatsız.

     Netflix sonunda tası toprağı toplayıp gidecek ülkemizden. Yeni çekmeye başlayacağı dizilerin hepsini birer birer iptal etmeye başlamış çünkü.

     Kanal D, Aşk-ı Memnu’nun final bölümünü Çarşamba akşamı saat 20:00’de yayınlayacakmış. En son bölümde alabileceği maksimum reytingi alma peşinde. Bence çok iyi bir fikir.

     Sonunda Başakşehir şampiyon oldu. Adamlar hak ettiler. Ama şu da var: Üç büyükler böyle yönetildikçe daha çok kulüp şampiyon olur. Yakında Trabzonspor’da olur bir başka Anadolu kulübü de.

     Evdeyken kendimle vakit geçirmeyi seviyorum ama dışarıda sevmiyorum. Dışarıda illa birisi yanımda olmalı. Tat almıyorum kendi başıma.

18 Temmuz 2020 Cumartesi

Günlük blog yazıları - 2...


     Bu aralar varsa yoksa İnstagram. Günde kaç saat kullanıyorum kim bilir. Herkes orada.

     Maske hayatımızın bir parçası oldu gibi. Peki ya sizce?
     Esra, Tutunamayanlar’ı okumuş ve anlamamış. Tıpkı benim gibi. Edebiyat fakültelerinde okutulan bir kitap olduğu için yeniden okumaya çalışacakmış.

     Sabahın o kendine has kokusuna hastayım.

     Haftalar sonra Galatasaray kazandı. Dün evimizde Göztepe’yi 3-1 yendik.

     Haberler milletin psikolojisini bozuyor. Bence haber orucuna girin. Haber kanallarının saat başı bültenleri gündemden haberdar olmak için yeterli. Ki internet çağındayız. Ona bile gerek olmayabilir.

     Kediler sıvıdır diye bir muhabbet var. Bunu da yeni yeni öğrendim. Kediler olur olmadık yerlerden geçebildikleri için kediler sıvıdır diyorlarmış.

Günlük blog yazıları - 1...


     Yıllar sonra İnstagram profil fotoğrafımı değiştirdim.

     Piyasada İphone 7 plus ve 8 plus telefon yok. Teknosa,Vatan ve Turkcell şubelerinden birine sorduk yok.

     “Önceki yaşlarımda hayatı yaşayabildim mi?” sorusuna kafayı takan bir ben değilmişim. Esra’da bu konu üzerine kafa yoruyormuş. Yapamadıklarını şimdi bir bir yapmaya çalışıyor.

     İyi çay yapan kafe bulmak zor. Ama Düzce’deki Mado kafe gerçekten iyi çay yapıyor.

     Pınar, ben ve Esra insanın bir başkasını bulunca tamamlanacağı düşüncesi üzerine konuştuk.

     Ben daha kendimi tamamlayamamışım, başkasını nasıl tamamlayayım.

     Galatasaray kaptanı Selçuk İnan futbolu bıraktığını açıklamış. Artık Fatih Terim’in yardımcısı olacakmış. Umarım başarılı bir teknik direktör hayatı olur.

     Fox TV’deki Sen Çal Kapımı dizisini izledim bugün biraz. Hoşuma gitti.

Kendimi öldürdüm...


     Kendimi öldürdüm. Hep eve kapanarak. Hiç sosyalleşmeyerek. Hayatta hiç yapmadığım şeyleri yapmayı denemeyerek. 

     Şimdilerde yaşamadığım şeylerin huzursuzluğu var üzerimde. Geç kalmışlığın hiç bitmeyecekmiş gibi derinden derinden gelen sızısı var ruhumda. 

     Yapmak istediklerimi hiç olmazsa şimdi yapmak istemekle, alıştığım içe kapanmanın, eve kapanmanın sabitliği arasında sıkışmışlığım var. 

     Ve tüm bunlardan sonra koskocaman bir tahammülsüzlüğüm var artık.